Görsel Efektler - 85%
Senaryo - 80%
Kurgu - 65%
Oyunculuk - 60%
Yönetmen - 55%
69%
Disney’in yapımcılığını üstlendiği “The Finest Hours” 2016 ocak ayında izleyiciyle buluştu. Yönetmen koltuğunda Yetenek Avcisi (Million Dollar Arm) filminden tanımış olduğumuz Craig Gillespie bulunuyor. Yine Dram ve Aksiyonun iç içe olduğu bu filmde oyuncu kadrosunda Chris Pine , Casey Affleck , Holliday Grainger , Ben Foster ve Eric Bana gibi isimlerde yer alıyor.
Film gelmiş geçmiş en büyük gemi kurtarma operasyonunu konu alan gerçek bir hikayeden esinlenmiş. 18 Şubat 1952 tarihinde İngiltere’nin doğu kıyılarını yıkıp geçen ve yoluna çıkan tüm gemileri batıran fırtına bir petrol tankerini ikiye ayırır. Gemide ki onlarca kişi hayatını kaybetmiştir . Gemi de yetkili olan Ray Sybert ise mürettebatı bir arada tutmayı amaçlar. Bu olan olay Amerikan Sahil Güvenlik ofisine ulaşır ve bir kurtarma teknesi gönderilir. Film bütün bu devasa dalgalara rağmen gemiye yardım etmeye giden kurtarma teknesinin başından geçen olayları konu almaktadır.
Gerçek hayatın kahramanlarını konu alan film oyunculuğu ve görsel şölenleriyle izleyenleri etkiliyor. Craig film’de insani erdemi, kahramanlığı oldukça yalın ve etkileyici bir uslüpla incelemiş. Senaryo her ne kadar başarılı ve keyif verir olsa da konuyu boylu boyunca anlatmak istedikleri için film zaman zaman çok yavaş ilerliyor. Bu da bazen sıkılmanıza sebep oluyor.
Filmin senaryo bütünlüğü oyuncu seçimleriyle de uyum içerisinde olmuş. Kadroda yer alan Casey Affleck aynı zamanda da Akademi Ödüllü ve Altın Küre adayı bir oyuncu.Bu ödüllere de yakışır bir performans sergiliyor. Casey rolüne çok iyi bürünmüş ve bunu izleyiciye oldukça iyi bir şekilde yansıtabiliyor. Chris Pine ise oyunculuk konusunda oldukça sınıfta kalmış gibi gözüküyor. Acaba gerçekten oyunculuğu çok iyi olduğu için mi başrole yoksa çok yakışıklı olduğu için mi?
Filmin dramatik konusunun yanına duygusal sahneler ve hikayeler eklenmesi ise farklı bir tat vermiş. Senaryo’da ki bazı sahneler ise inana tipik Amerikan sinemasında olduğu gibi abartılı ve gerçek dışı geliyor. Bir American Sniper filminde gördüğümüz gibi Amerika aşkı ve güveni aşılıyor.
Film’de görsel efektler o kadar üst seviyede ki arada ki bir kaç iyi oyuncu da bu görsellerin kalitesinin arkasında kalmış durumda. Böyle güzel bir senaryo varken niye görsellik oyunculuğun önüne geçirilir anlaması güç. “Zor Saatler”, Ron Howard’ın “Denizin Ortasında” (“In the Heart of the Sea”, 2015), Jonathan Mostow’un “U-571” (2000), Wolfgang Petersen’ın “Kusursuz Fırtına”da (“The Perfect Storm”, 2000) başarıyla çektiği deniz sahnelerini mumla aratıyor. Craig Gillespie Oscar bir film sunmak istemiş bence ama 2016 oscar’ın da hiç bir adaylık ve ödül almadığından bu konuda sınıfta kaldığını söylemeye gerek yok sanıyorum.